22 Ekim 2009 Perşembe

arp sesi ile tetiklenen polimerizasyonlar diyarında...


şalının etrafında pembe tüyler uçuşan, çilek kokulu parfüm kullanan bir teyze anlatsa ya moleküler orbital diagramlarını... herkes kendi dalga fonksiyonun yazmak için etrafı camla çevrili bir dükkana dalsa, "tink tinkk" diye ses çıksa kapıdan ve dese: " seninkiler geldi hıfzı! kaynat tarçınlı çayı...". biz orbitallere daldırsak minik küreklerimizi, doldursak kese kağıtlarımızı, belli olsa katsayılar ve sıra Hıfzı Amca'ya gelse, ellerimizde çaylarımız beklerken...
hepimiz değerli olsak, değer verdiğimiz için.
sonra bir bir boşaltsak kesekağıtlarımızı Hıfzı Amca'nın önüne; havada birleşen baloncuklara baksak, yanımızdakini yüzünü görsek, gözlerimizde merak, bilerek şaşırabilsek Bayan D.P. gibi... havada asılı sınırlı boşuklarımıza bakıp bize nasihat etse Hıfzı Amca :
" hmm... üstten basık, yandan ezik! ben elektron olsam semtinden geçmem! kaliteli bir genişliğin olsun derken bunu diyordum işte, boşluğunda sıkışma, girmek isteyeni sıkıştırma! ama kime diyorum ben, kendi başına, kendi duvarlarına çarpmaya bayılıyorsun sen... önce triplet ol öyle gel!"
Hıfzı Amca'nın adıyla uyuşmayan mahalledeki "görmüş geçirmiş abla" tavrı bükse dudaklarımı ama bu kadarla kalsa;
sonra bir ağaç tepesine tüneyip düşünecek zamanım olsa...
ben de o ağaca çıkacak yürek olsa...
orbitale haykıracağıma yüzüne haykırsam derdimi...



kısayoldan MERHABA yani; bundan sonra burada genişleyecek orbital...;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder