MİRAS
-Açma!
-Olmaz!
Şimdi açmak gerek
Kalan
Apak bir miras olacak
Benden torunlarıma
Velhasıl açtı cennetin kapısını
Korku devri bitince
Torunları günahkar olmasın diye
-Girme!
-Kundaktaki bebeklere
Masal devşirmek gerek öte taraftan
Bataklığın hayalini kurabilsinler ki
Burada temiz kalsınlar
Heyhat!
Masallar besledi
Ezilmiş merak tohumlarını
Nasihate ne hacet!
Atalarından bin ahmaktı torunları
Azgın atlarına
“Deh!” dediler bir ağızdan
Karanlığında semirmiş bakir günahlar şehri
Fethedilmeye susamıştı dört bir yanından
-Lal olsun bilmeyen diller
Bilen anlatsın başından!
Korkmadım
Kıydım kardeşime
Hançerimden süzülen kana aldırmadım
Çıkardım atomun çekirdeğini
Önce semah döndüm etrafında
Umudu aradım
Bulamadım
Taştı öfkem
Sonra öfkemi doldurdum atomun içine
Sığmadı işte
Beceremedim
Patladı
Çığlıklarca
Kollarca
Bacaklarca
Korkmadım
İncecik boynumu kelle taşlarına yatırırken
Bir ninni uydurdum serime
Kahramanlık türkülerinden
Ama nedendir bilmiyorum
Artık korkuyorum
Delicesine acıyor yaralarım
Ve kanım akıyor ırmaklarca
Biricik oğlumu
Kaf Dağı’nın ardına saklıyorum
“Ya gökten koç inmezse?” korkusuyla
Erguvan rengindeyken bahar
Ve aşkla çarpıyorken kalbim
Baharı yarıda kesip
Serimi emanet edemiyorum cellada
Süslü cümlelerinle boğdun ya sesimi
Artık seni de duyamıyorum
Nedenlerin anlamı yok
Sadece yıldızlara bakıyorum
En başında
Onlardan daha fazlaydık biz
--
M. Artar